top of page
  • Yazarın fotoğrafıLawis Love

DİZİ İNCELEMESİ: ŞAHSİYET


Serüvenimiz Beyoğlundaki aileden kalma apartmanında yalnız yaşayan Agah Beyoğlu’nun Alzheimer tanısı alması ve unutkanlık durumunun kaçınılmaz olduğunu idrak ettiğinde, unutacağına güvenerek cinayet işlemeye başlaması ile süregelmektedir.. İstanbul Polis Teşkilatında cinayet masasında çalışan tek kadın komiser olan Nevra ise bir yandan cinsiyeti ile ilgili kendisine yöneltilen aşağılamalar ile uğraşmakta diğer yandan da katilin, Agah Beyoğlu’nun, bizzat ona hitaben bıraktığı deliller yardımı ile cinayetleri çözmeye çalışır.


Agah Beyoğlu , dizide rengarenk çorapları, kızına karşı soğuk tavırları ve karşı cinse olan ölçülü nezaketi ile karşımıza çıkmaktadır. Kendisi eski adliye çalışanıdır. Zamanında gözü önünde o kadar adil olmayan şey yaşamış olmalıdır ki nasıl olsa bir daha hatırlamayacağım diyerek kendi söylemiyle gereği düşünülmüş fakat gereği yapılmamış dosyaların gereğini yapmak üzere kollarını sıvar. Bu yüzden Beyoğlu, psikopat kişilik özellikleri gösterse de kurbanlarını mantıklı bir amaç uğruna seçmektedir. Bu amaç gereğini yerine getirmektir. Bu aşamada Agah Bey bir seri katil gibi görünse de Şahsiyet bir seri katil hikayesi değildir. Nevra ise kararsız, güvensiz, kendinden kaçmaktan yorulmuş donuk bir karakter, Kendisi de babası gibi polistir. Mesleğini iyiliğin bir parçası olarak görmektedir ve kariyer yapmanın da ötesinde polisliğin kendisini güçlendirdiğini, iyiliğin bir parçası haline getirdiğini düşünmektedir. Dizide tek kadın polis olma nedeni ile çalışma arkadaşları tarafından cinsiyet ayrımcılığına maruz bırakılmaktadır. Bu konuda birçok eziyet ile karşı karşıyadır. Böylece Nevra ve Agah iyi niyetli fakat iyiliğe giden yolda tamamen tezat bir yol çizmektedirler. Yolları da tam olarak bunun için kesişmektedir. İlk bölümlerde Agah Bey’in işlemiş olduğu cinayet, uzun cinayetler zincirinin henüz ilk halkasıdır. Kurbanın üzerinde kendi adının yazılı olduğu bir mesajın bulunması, Nevra’yı işkence gördüğü mesleğinde istifa kararından vazgeçirir. Agah’ın işlediği cinayetlerin ipuçları Nevra’yı ve Cinayet Büroyu Kambura’ya sürükler. Bu cinayetlerde bırakılan ipuçlarının peşine düşen Nevra, cinayetlerle arasında tek bağ olan Kambura’ya gittiğinde uzun zamandır kaçtığı çocukluğuyla yüzleşmek zorunda kalmıştır. Dizi bizi Kambura’ya sürüklerken çocuk gelinler ve çocuk gelin intiharlarını da beraberinde getirir. İpuçlarıyla çocukluk arkadaşı Reyhan’a ulaşan Nevra öğretmenini ziyaret eder. Öğretmeni 50 yaşındayken 15 yaşındaki bir genç kızla evlenmiş, Agah Bey’in çocuk yaştaki gelinleri temsilen öldürmeyi planladığı bir kişidir. Reyhan tecavüzlere uğramış en sonunda da intihar etmiştir. Reyhan’dan geriye kalan tek şey ise günlüğüdür. Bu günlük her şeyin anahtarı olmuştur. Günlüğün çıktığı sırada Kambura’da adliye memuru olan Agah Bey önce savcıya vermeyi düşünmüş ancak savcının adının da günlükteki tecavüzcüler arasında bulunduğunu görünce sessiz kalmıştır. Agah’ın Nevra’ya ipuçları bırakması da günlükte adını görmesi ile başlamaktadır. Agah Bey, Nevra’nın harekete geçmesini ister.


İlk başlarda travma sonucu her şeyi unutan Nevra olaylar çözüldükçe Reyhan’ı hatırlar. Cemil’in tecavüzüne uğrayan ve hayatında gizli travmalar yaşayan Reyhan çoktan canına kıymıştır. Beyoğlu, finalde Cemil’i öldürmek için Nevra’yı ikna etmeye çalışır. Nevra bu istek karşısında “Ben bunun için polis olmadım.” Demiştir. Agah Beyoğlu’nun verdiği şu cevap aslında cinayetlerin amacının özetidir de: “Hayır sen bunun için polis oldun. Reyhan için, kendin için polis oldun.” Diye karşılık vermiştir.


Dizi de Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutan diyaloglara da rastlamaktayız. Agah’ı önce yakalayan sonra Cemil’i öldürmesi şartıyla bırakan Firuz, “Ama oğlum ben kaç kişiyi öldürdüm, beni bırakırlar mı, peşimde polisler var.” Diyen Agah’a “Sadece sen mi hastasın sanıyorsun? Bu ülkede herkes hasta. Yarın bugün bir milli maç olur, herkes her şeyi unutur. Bu millet neleri unuttu, seni mi unutmayacak, sen kimsin ki, alt tarafı bir katil alt tarafı bir cinayet haberi..” Sözleri ile atıflarda bulunulan konuların da bir nevi unutulduğunu dile getirmektedir.


Dizide yer alan ve dikkat çeken bir başka toplumsal olay ise başından beri gazeteciliğe gönül veren, iyi gazetecilik yapamadığını düşünerek istifa eden, Reyhan olayının örtbas edilişinde üst düzey yetkililerin rolünü çözen Ateş, yapılan suikastle sevgilisinin gözleri önünde arabasında havaya uçtu. Böylece bu sahne Uğur Mumcu’nun katledilmesine yapılan bir gönderiydi.


Dizi de adalet ve hukukun ayrı şeyler olduğu sık sık vurgulanmaktadır. Zira hukuka uygun yapılan her iş adaletli değildir. Agah Bey de tam bu aşamada adaleti sağlarken hukuka ters düşmektedir. Ama onun için artık önemli olan geride bıraktıkları fakat adalet kavramına uymayan olayları temizlemektir.


Peki son olarak bütün olayları geride bırakan Agah Bey her şeyi unuttu mu ? Dizide Nevra’nın babasıyla aynı bakım evinde bulunan Agah’ın başta her şeyi unuttuğunu sandık. Fakat Nevra’nın babası “esrarengiz biçimde” sürekli bozulan televizyondan yakınınca Nevra ve Agah anlamlı bir şekilde bakışmışlardır. Bu sahne henüz Agah’ın her şeyi unutmadığını gözler önüne sermektedir. Yine de şu sözler Beyoğlu karakterinin güzel bir özetidir: “Ömür boyu unutmak, unuttuğunu bile unutmak… Ne güzel olurdu, değil mi ? Yanlış bildiğimiz her şeyi unutsak, sadece doğrular kalsa.” Çünkü unutacağını öğrendikten sonra tek gayesi doğruları yaşatmaktır.



Böylece başarılara imza atan ve toplumsal meselelere sıkça değinilen bu dizi Agah Beyoğlu rolü ile de Haluk Bilginer’e Uluslararası Emmy Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü de beraberinde getirmiştir. Dizinin senaryosunu Kinyas ve Kayra, AZ ve Daha kitaplarıyla da tanıdığımız başarılı yazar Hakan Günday yazmıştır.

13 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

KARAR İNCELEME: İHAM Funke/Fransa

Yazan: Eda SAĞLAM Funke bir Alman vatandaşıdır ve Fransada yaşamaktadır. Gümrük yetkilileri Funke'nin yurdışındaki malvarlığını tespit etmek için evine giderler. Evinde vergi ile ilgili arama ve incel

KARAR İNCELEME: Marbury v. Madison, 5 U.S. (1 Cranch) 137 (1803)

Yazan: Zeynep TORUN 1800’de yapılan seçimleri Cumhuriyetçilerin kazanması üzerine, Federalistler yönetimi devretmeye hazırlanıyordu. 4 aylık geçiş süreci içerisinde Federalist John Adams yargı organı

bottom of page