FİLM İNCELEMESİ: V FOR VANDETTA
- Lawis Love
- 10 Eyl 2021
- 4 dakikada okunur

İktidar-mekan ilişkisi ve bu ilişkinin vücut bulduğu filmler arasında en iyi örneklerden biri olan “V For Vendetta” filmi 2006 yılında vizyona girmiştir. ABD- Almanya ortak yapımı film, Wachowski Kardeşler tarafından Alan Moore’un çizgi romanından esinlenerek sinemaya uyarlanmıştır. Bu uyarlamanın yönetmeni James McTerque’dur. Filmin başrolleri Hugo Weaving (filmin başrol oyuncusu “V”) ve Holywood sinemasının gözde aktrislerinden Natalie Portman (filmin baş kadın oyuncusu Evey Hammon) paylaşıyor. V,İngiltere’de hüküm süren baskıcı bir hükümeti yıkmayı görev adinmiş, amacına ulaşmak adına öldürmekten, bombalar yapmaktan geri durmayan bir terörist olduğu söylenebilecekse de V’nin hedefi hiçbir zaman halk değil; her zaman iktidarın kendisidir. Onun halk ile olan ilişkisi, insanları mevcut duruma karşı uyarmak ve ayaklandırma girişimi üzerinedir. Karanlık dekor ile birleşen simsiyah kıyafetleri ve Guy Fawkes maskesi ile çarpıcı bir başroldür. Evey ise ailesini Sutler Hükümetine karşı yaptıkları eylemler sırasında iktidarın öldürmesi ile kaybetmiş, geriye yalnızca yaşamı kalmış bu yüzden de hiçbir şeye karışmayan toplumun geneli gibi hayatını sıradan ve güvenlikli bir şekilde sürdürmekte olan kadın başrolümüzdür. Bu güvenli hayatı V ile tanıştıktan sonra değişmektedir. V hakkında her ne kadar çok az bilgi verilmiş olsa da onu bu hale getiren baskıcı rejmin ilk günlerinde, bir tür toplama kampına kapatılmış ve burada üzerinde uygulanan deneyler nedeniyle sıradan bir insana göre daha güçlü hale gelmiştir. Bu gücü kendisinde bulan V film boyunca 5 Kasım’ı unutturmamakta ve onun ihaneti ile bürünen bir fikri temsil etmektedir. V bir yandan intikamın diğer taraftan toplumun dönüşümünün, başkaldırısının ve onları birey olarak hiçe sayan despot yönetici sınıfa isyanın temsilidir. Film boyunca , V tarafından “Hatırla, 5 Kasım’ı hatırla!” sloganı 1644 yılında Guy Fawkes’ın İngiliz parlamentosu binasını “toplumsal özgürlük” adına havaya uçurma girişimi ve bu girişimin başarısız kalınması sonucu idam edildiği gün olarak özgürlük mücadelesini sembolize eder. Otoritenin imgeleştirildiği Sutler Hükümeti toplumu baskı altında tutmak için geceleri sokağa çıkma yasağı ve sanatın yasaklanması gibi uygulamaları devreye sokmuştur. Toplum, iktidar tarafından çeşitli araçlarla sürekli denetlenmektedir. Ancak bireyler çoğu zaman bunun farkında değildir. Evey ile V’nin tanışması tam da böyle bir günde olmuştur. Baskının hakim olduğu, halkın evlerine kapandığı, yasak saatlerinin başladığı bir vakit Evey gizli polislere yakalanmıştır. V’nin kendisini kurtarmasının ardından Evey’i de yanına alıp 5 Kasım günü intikam planına “Bailey” kulesini patlatarak başlamıştır. Kulenin yıkımı halka terörist bir eylemin olmadığı, kulenin etrafa zarar verebileceği gerekçesi ile devlet elinden gerçekleştirilen bir eylem olarak lanse edilmiştir.
Devletin vatandaşlara ulaştığı televizyon kanalını ele geçiren V halka oradan bir çağırıda bulunur. Bir nevi ulusa sesleniş konuşması yapar. Hükümetin insanların beynini yıkayarak, sanal savaşlar, hastalıklar, terörist eylemler ve uydurma doğal afet haberleri verirken, V bütün bunların arkasında yatan gerçekleri anlatır. Burada V, hükümetin silahını hükümete karşı kullanmış olur. Çünkü medya, baskıcı İngiltere devletinin toplum üzerinde hakimiyet sağlamasındaki en önemli araçlardan bir tanesidir. V zulmü, adaletsizliği, insanların bireysel haklarının hiçe sayılmasını ve hükümetin kesintisiz baskısına karşı, aydınlanmacı insan modelini öne sürer. Düşünen, itiraz eden, kendi kararlarını kendisi veren, düzene uymak zorunda olmayan özgür bir insan modeli çizer
Filmde çokça üzerinde durulan noktalardan biri de devlet, homoseksüelleri, Müslümanları ötekileştirir ve toplumda kabul etmez. Hatta medyada sürekli ABD’nin yıkılmasına sebep olarak homoseksüellerden ve teröristlerden yayılan hastalıklar gösterilir. V, toplama kampında görev alan herkesten tek tek intikamını almaya başlamıştır. Sıra en son iktidara gelecektir. Bu kişilerin öldürülmesinin ardından V’nin hakkında hiçbir bilgiye rastlanılamamaktadır. Burada dikkatimizi V’yi aramakla görevli olan Komiser Finch’in devletin görevlisi olmasına rağmen annesinin İrlandalı olması sebebi ile sadakatinden şüphe duyulan sahne dikkatimizi çekmektedir. Bu da baskıcı iktidarın ayrıştırmalarından bir tanesi olarak karşımıza çıkar. Aynı şekilde Gordon karakterinin eş cinsel olması ve evinde bulunan Kuran sonrasında idama çarptırılması o dönemdeki hükümetin Müslümanlara olan tutumunu sergilemektedir.
Bu sırada Evey, V’nin düşüncelerinden etkilenmekte ve kendi geçmişindeki olaylar ile de bütünleştirmektedir. Fakat korktuğunu korkusuz yaşamak istediğini söyleyen Evey’i V, bir hücreye kapatır. Günlerce hücrede kalan ve işkence gören Evey, hücrede bulduğu notları okumaya başlar. Eşcinsel oldukları için toplama kampına götürülen ve orada öldürülen kadının notları Evey’in içindeki korkuyu bastırmasına yardımcı olmuştur. Bu hücrede ölüm ile yüzleşen Evey artık fikirleri uğruna ölmeyi göze alacak kadar korkusuzdur. Böylece V onu hücreden çıkarır. Bu sırada Komiser Finch de araştırmaları sonunda hükümetin gerçek yüzünü görmeye başlamıştır. Artık halk daha bilinçlidir. Evey’in uyanışı halkın da uyanışını temsil eder. Halkın uyanışının önemine V şu sözleri ile vurgu yapar:
“Bina nasıl bir sembolse, onu yıkma eylemi de bir semboldür. Sembollere anlam kazandıran insanlardır. Tek başlarına semboller anlamsızdır ama yeteri kadar insanla bir binayı havaya uçurmak dünyayı değiştirebilir.”
Filmin sonunda V’nin bir metroya yüklediği patlayıcılar parlamento binasına gitmektedir. Fakat bu kolu indirecek olan V değil Evey’dir. V fikirleri uğruna can vermiştir. Ve en sonunda amacına ulaşmış olmanın mutluluğu son sözleri olur. Bu gizli yüzünü ve fikirlerini şu sözleriyle özetlemektedir:
"Bu maskenin altındaki et ve kemiklerden oluşan yüz, benim benliğime ait değil. Bu maskenin altında etten fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var ve fikirler kurşun geçirmezler.”
Fikirleri yaşatma sırası Evey’e geçmiştir. “Bu ülkenin binadan fazlasına ihtiyacı var, umut gibi…” sözleri ile kolu indiren ve patlamayı başlatan Evey, V için “O Monte Kristo Kontuydu, benim babamdı, annemdi, kardeşimdi, arkadaşımdı, o sizdiniz ve bendim, o hepimizdi.” Cümlelerini kullanmıştır. V bir maskeden çok daha fazlasıdır. Fikirdir ve fikirler ölmez..
Böylece 5 Kasım’ı kimse unutmadı, anlamını da..
Comments